İbrahim Akdağ (537) 369 4995
OSMANLICA TERCÜME BLOG
OSMANLICA TERCÜME, ÇEVİRİ, DİZGİ VE MİZANPAJ HAKKINDA FAYDALI BİLGİLER


OSMANLICA NEDİR?

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi tabiriyle genellikle Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan Türkler’in konuşup yazdığı dil veya daha genel olarak Arap harfleriyle yazılmış Türkçe anlaşılmaktadır. Bilimsel olarak Osmanlı Türkçesi, Türkiye Türkçesi’nin gelişme sürecinde Eski Anadolu Türkçesi diye adlandırılan ilk dönemi de içine alarak XIII. yüzyıldan XX. yüzyılın başlarına kadar devam eden yazı dilidir.

Devamını Oku


OSMANLICA TERCÜME HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

Basit metinler, belli seviyede Osmanlıca bilenler tarafından yapılsa da, Osmanlı resmi yazışmalarında kullanılan rik’a, divani, siyakat gibi yazılar ancak bu işin uzmanı tarafından okunup yazılabilir. Osmanlıca tercüme ya da çeviri işi uzmanlık gerektirir. Her türlü resmi evrak ile el yazması eserlerin okunması ve tercüme edilmesi işi bu konuda eğitim almış, yıllarını bu işe vermiş ehil kişiler tarafından yapılmalıdır. Harekesiz bir yazı olan Osmanlıca en azından bu konuya aşinalık kesbetmektedir.

Devamını Oku

MERAKLISINA OSMANLICA

Osmanlıca Okumak bir İmtiyazdır. Pratik olarak Osmanlıca kelimesiyle ifade ettiğimiz klasik Türkçe veya Osmanlı Türkçesi: Türk imparatorluğunun Kuzey İran'dan başlayıp Orta-Avrupa'ya Kırım'dan Afrika'ya kadar uzanan büyük bir coğrafya üzerindeki yerleşik halklarının da müşterek lisânıdır. Bu müşterek lisân aynı zamanda bin yıllık bir kültür ve medeniyetin de ifâde biçimi olmuştur. Avrupa milletleri lisanlarının, sanat ve edebiyatlarının şekillenmesinde nasıl ki antik Yunan, Roma ve hıristiyan dininin tesiri olmuşsa, aynı şekilde Uzak-doğu kültür ve medeniyetlerinde Budist, Müslüman Türk imparatorluğunun lisan, kültür ve medeniyetininin biçimlenmesinde de Ötügen, Maverünnehir, Fars ve Arap ve dolayısıyla islam dini ve onun kutsal kitabı Kur'anı-Kerim'in büyük tesiri vardır.

Devamını Oku

OSMANLICA TERCÜME VE BİZİM DURDUĞUMUZ YER

Osmanlıca, Türklerin bin yıllık alfabesidir. Her ne kadar Türkçe’nin Arap alfabesiyle yazımı şeklinde basit bir tanıma oturtulmak istense de, bu o kadar basit değildir. Osmanlıca belgelerin okunması, bunun doğru şekilde yazıya aktarılması (transkripsiyon) ve bu tür belgelerin sadeleştirilmesi belirli meziyetleri gerektirir. Dilin sürekli yeni kelimelerle değiştiği günümüzde bu gerçek daha iyi görülecektir. Osmanlıca belgenin şekli, yazıldığı tarih ve o tarihte kullanılan terimlere hâkimiyet olmadan doğru bir tercüme yapılması; ihtiyaca göre yapılan tercümenin sadeleştirilmesi mümkün değildir.

Devamını Oku